25 Ekim 2009 Pazar

Avrupalı..

Nihat Kahveci benim çok beğendiğim ve kişisel olarakta büyük sempati duyduğum ender adamlardan biridir. Açıkcası diğer iki büyük takım çıkışlı olması durumunda medyadan göreceği ilgi ve saygının çok daha farklı boyutlarda olacağına da inananlardanım. Ne şekilde ve hangi durumda gelmiş olursa olsun, sezon öncesi bir postta " Fenerbahçenin Semih'i, Galatasaray'ın Arda'sı varsa artık Beşiktaş'ında Nihat'ı var" demiştim. Dünkü maçın ardından Nihat'a olan sempatim değişmedi ama bu argümanın yanlış olduğunu düşünmeye başladım.

Avrupa'da oynayan futbolcularla röportaj yapıldığında daha şu yaşıma kadar lafın, dönüp dolaşıp futbolun avrupada vs. türkiyede nasıl algılandığına gelmediği, orda çarşıda pazarda rahat rahat gezmelerinden, üstlerinde baskı olmadan daha verimli performans verdiklerinden bahsedilmediği bir örneğine rastlamadım. Kaldı ki bunların hepsine de eywallah derim. 

Dediğim gibi bunların hepsi güzel, feyz alınması gereken davranışlar ama ne yazık ki avrupa görüp, kürkçü dükkanına dönenen topçularımız avrupalıdan daha çok Almancı ruh hali ile geliyorlar Turkcell Süper ligimize. Bu arada yurtdışından okuyanlar varsa da alınmalarını istemem,üzülürüm ama her yaz köyüne giden bir memur çoçuğu olarak Gurbetçi ile Almancı arasındaki farkı da iyi bilirim. 

Nihat'a geri dönelim. her şeye rağmen sonunda ülkene, altyapısından çıktığın kulübüne yıllar sonra dönüyorsun. Hakkını da verelim Nihat, yaşadığın sakatlığı unutup üstüne çok geliyorlar ama işte bir hafta önce golünü atıp, o psikolojik duvarı yıkıyorsun. Ama ne yaparsan yap, 2 haftada 1 gol 1 asist yerine, 2 haftada 2 golü tercih etmenin altında yatan anlayışı kıramıyorsun. Takım içinde Nihat'a biçilen rolü, o pası atmayarak kaç takım arkadaşının tepkisini çekmiş olma ihtimali bir kenarda dursun. O golün kaçıp, dönüp Rüştü'nün kalesinde  gol olması senaryosunu da boşverin. Bırakın o şut 90'ı bulup, bir Nihat Kahveci Klasiği olsun. Villereal'deki, Real Sociedad'daki Nihat o dakika ve o pozisyonda böyle bir tercih yapar mıydı? Nihat'ın kendine sorması gereken soru bu.  

Hiç yorum yok: