Açıkçası şu lanetli iki günün ardından hiçbir şey yazmak gelmiyor içimden, zira bugün kazansaydık veya ne bileyim çıkıp adam gibi topumuzu oynayıp da yenilseydik yine bir şey yazmayacaktım ama yayıncı kanalından, teknik direktörüne.. Kenarda aslan görmüş antilopa dönen yancılardan, berbat bir maç yöneten hakem üçlüsüne kadar bir çok şey zaten bozuk olan psikolojimin içine ettiler, tutamadım kendimi..
Sahaya dönelim; karşımızda fizikli, disiplinli, ne yapıp ne yapamayacağının gayet farkında olan balkan ekolü temsilcisine karşı sahaya sürülen 11, golü bulmak üzerine kurulmuştu.. Gol erken gelince bozulduk, ortada tek direnç unsuru Emre de saçma sapan bi kart görünce toparlayamadık. Tabii skor üzerinden konuşmak kolaydır elbet ama Estonya maçında sakatlığından dolayı son anda 11'e dahil olup hiçbir şey yapamayan Hamit'i ve en azından böyle kalıplı bi takıma karşı başlatmak, duran toplardaki artısını da hatırlatıp Ceyhun yerine belki daha az teknik ama çok daha savaşcı bir Mustafa Sarp ile başlamamak düşündürücüdür.
Gol erken gelmese, B planı, sanırım, sadece golü atmak değil gol yemek üzerine kurulmuş takımımız bu kadar ruh karartıcı bi görüntü vermezdi. Rakibin yapısı gereği fiziğin gerekli olduğu yere teknik, tekniğe ve hıza ihtiyaç duyduğumuz yerde nispeten kalıplı Semih ile başlayınca oyundan koptuk. Saha içi organizsayon bozulunca savunmada tandem önüne geleni şişirdi, haliyle kafa topu alamadık. Hücumda rastgele bulduğumuz pozisyonlarda dönen topları tutamadık.
Hoca için fazla bi şey söylemeye gerek yok. Her maçta hakemleri taciz etmesi gelenek haline gelmiş, sıkmıştı... Maç sonrası yine agresif açıklamalar ardı ardına gelmiş... Euro 2008'in ardından içinde özür mealinde bir yazı bulunan İsviçre'li Blick gazetesi ile yaptığı toplantı geliyor sürekli aklıma.. O mutlu günde kendi adına dilemesi gereken özürü unutmuştu, ama eminim o gazeteyi evde duvarına asmayı unutmamıştır..
Ama işte çok da bi şey diyemiyorum Terim'e. Birkaç aklı başında adam dışında basında çıkacak yazılara bakın yarın, internete girin sözlüklere bakın.. Aynı kaybetmeyi hazmedemeyen (bunu iyi anlamda kullandığım sanılmasın), agresif ve dengesiz ruh halini gözlemleyebilrsiniz rahatlıkla. Dün, bugünün geleceğini bilerek Messi ile özellikle karşılaştırılan Arda için, Gökhan Gönül için söylenenlere ve söyleneceklere bakın.. E o zaman yarın Fatih Terim çıkıp, "I am jack's broken heart.. i am jacks's overwhelming rage." dese, kim ne diyebilir..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder