* Ali Sami Yen'de kaybedilen Hamburg maçıyla birlikte uzun zamandır bu kadar sinirlerimi harap eden maç hatırlamıyorum. Her çektikleri reboundda afakanlar bastı beni. Kızgınım ve sinirliyim ama bu post başlığının bir ironi içerdiği anlamına gelmez.
* 2002 ve 2005'i hatırlıyorum... Ve helal olsun diyorum bu çocuklara.. 2006'dan beri takımız ve en önemlisi bu. Hayal kırklığım, Hidayet'in kaçırdığı şutlar, Ömer Aşık'ın serbest atış yüzdesi veya Onan tecrübesindeki topçunun gereksiz yerde acele şut çıkarmasına değil, oyun karakterimizi sahaya yansıtamamaktan kaynaklanıyor.
* Eksik dediğimiz Yunanistan'daki rol player denilen oyuncuların 1'i dışında hepsinin böyle maçları oynama tecrübesi bizden, Hidayet dışında, çok daha fazla. Bunu da unutmamak lazım ..
* Hidayet'i eleştirirken oynadığı reklamlara, alın teri ile aldığı yüksek kontrata gönderme yapmak ancak bizim ülkemizde olur. Nba finali oynamış, sakatlığı sorulunca "arkadaşlar dalga geçiyo,konuşmayayım" diyebilecek kadar hem saha dışı hem saha içinde en ufak bi ego izi göstermemiş, sakat sakat oynamış ama önemli değil reklamlarda oynayıp, maçta kötü oynamışsa bunlar teferruat oluyor bizde.
* Okur, Kaya Peker ve Hakan Köseoğlu başta formayı hakeden ve çeşitli nedenlerle tercih edilmeyen bir çok oyuncu var. Mirsad'lı, Okur'lu takımı hatırlayıp takım içindeki dinamikleri bilmediğimden bir şey diyemiyorum.. 3 senedir savaşarak, yardımlaşarak, takım olarak bir yerlere gelmişken, şimdi önemli olan takım halinde kalabilmek.. İçinde bu kadar fazla yamyam barındıran bir kamuoyuna karşı Allah hepsinin yardımcısı olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder