18 Ağustos 2009 Salı

Fenerbahçe:3 - Sivasspor:0

Alex'in henüz 7. dakikada sakatlanıp oyunu terketmek zorunda kalması, ve yerine ısınmadan oyuna giren Deived'in 45 dakika boyunca ısınamaması Fenerbahçe'nin koskoca ilk 45 dakikasının boşa gitmesine sebep oldu. İlk yarıda Sivasspor'un oyunu kendi sahasında kabullenmesi sonucu Fenerbahçe daha baskılı görünse de, devrenin en etkili pozisyonunu Ersen'in indirdiği topta savunmanın arkasına iyi kaçan Kamanan'la Sivas yakaladı, Afrika asıllı Fransız topa iyi vurabilse Fenerbahçe soyunma odasına şok bir sonuçla gidebilirdi.


İlk yarıda dikkatimi en çok çeken nokta, koskoca bir devre sol kanadın hiç işlememesiydi, sakatlıktan yeni çıkan Roberto Carlos sakatlığının nüksetmesinden korkunca tedirgin ve kontrollü bir oyun ortaya koydu, böyle olunca soldan bindirmeler yapip Dos Santos'a koridor açmadı, pas alışverişine de girmeyince koskoca 45 dakika boşuna gitti. Madem Carlos'un sakatlığı tam geçmedi, ya da tam hazır değilse niye Vederson veya Uğur Boral alternatiflerinden biri kullanılmadı anlamak kolay değil (Carlos lütfedip soldan ilk bindirmesini, hemde topsuz koşu olarak 33.dakikada yapabildi). Daum madem Carlos'la başladı, hatasını erken görüp Carlos-Vederson/Uğur değişikliğine gitmeliydi. Hatta biri ilk yarıda bomboş bir pozisyonda, ikinciside Honved maçında gol attığı yerin hemen hemen aynı yerden frikikten sert şut çekmeyip, ikisinde de ayağının içiyle plase vuruş yapması Carlos'un en azından mental olarak maça hazır olmadığının net kanıtlarıydı.

İkinci yarıda ise oyun yine aynı şekilde Sivas yarı alanında, fakat bu sefer etkili, tempolu(!) bir Fenerbahçe baskısıyla geçti (son yıllarda görmediğimizden pek alışkın değiliz, yadırgadık). Daum klasik riskini alıp stoperlerini orta sahaya çekti, doğabilecek tehlikeleri de Cristian'ı daha defansif görev alarak önlemeye çalıştı, hücumda ise Emre'nin Alex'in rolünü üstlenmesiyle ve Gökhan’ın bitmek tükenmek bilmeyen bindirmeleriyle pozisyonlara girildi. Sonuç olarakta ilki ofsayttan, ikincisi de ön direkteki Kadir ve kaleci Petkoviç'in bariz hatalarından olmak üzere arka arkaya iki gol geldi ve Fenerbahçe oyunu kopardı. Maçın en iyileriyse ise tartışmasız Gökhan Gönül ve Emre’ydi, özellikle Gökhan’ın enerjisi, sayısısız bindirmeleri, milli sol bek Hayrettin’i düşürdüğü komik durum(lar) kendisini benim gözümde maçın en iyisi yaptı. Zaten çok net bir şekilde söyleyebilirim ki Gökhan Gönül ve Arda ligin çok üstünde oyuncular ve Avrupa’nın hemen hemen her takımında oynayabilirler. Maçın kırılma anı ise maçı izleyen herkesin hemfikir olacağı Önder’in ıskaladığı topta Kamanan’ın yakın mesafeden yarım volesini ters ayakta yakalanmasına rağmen Volkan’ın yaptığı inanılmaz kurtarıştı.

Bu arada izlediğim bilmem kaçıncı Sivas maçında da Petkoviç bariz hata yaparak takımına gol yedirdi (Bülent Hoca kendisine nasıl tahammül ediyor, anlamak kolay değil). Sivasspor kaleciyi saymazsak 7.5 defansif özelliği yüksek oyuncuyla (Kamanan, Ersen ve yarım da Cihan’ı saymazsak) Kadıköy’de klasik bir Anadolu takımı gibi oynadı, sanki maçtan önce birileri hiç gelmeyin bir puan verelim deseler, hiç düşünmeden kabul edecek gibiydiler. Halbuki çok değil daha geçen sene 3’ü forvet olmak üzere toplam 5 hücumcuyla oynayıp, Kadıköy'de Premier League standartlarında maç izlettirmişlerdi. Bu defansif anlayış Sivas’taki mental değişikliğinin en açık kanıtıydı. Kaptan Mehmet Yıldız ve Sezer düzelmeden ligde seri yakalayabilmeleri pek muhtemel gözükmüyor.

Hiç yorum yok: