22 Ağustos 2009 Cumartesi

Gençlerbirliği:0 - Beşiktaş:0


Klasik bir adı 'Süper', ama futbolu süper olmayan bir lig maçı daha... Özellikle önce ilk yarısını izlediğim Arsenal-Portsmouth ve ikinci yarısını izlediğim Wigan Athletic-Manchester United maçlarındaki futbol kalitesinden sonra doğrusu Gençlerbirliği-Beşiktaş maçını izlemek tam bir kabustu. 90dakikada tek bir poziyon bile yok! Özellikle maçın temposuzluğu, iki takımın 3pas bile yapamaması, en ufak bir 2'li 3'lü organizasyon bile izletememesi maçın kalitesini ilk yarıda çok düşürdü. Beşiktaş 4-3-3 düzeniyle sahaya çıkmıştı, ileri üçlü bu haftada değişerek solda Tello, ortada Nihat ve sağda Holosko'dan kurulmuştu (artık Denizli'nin sistemini ve oyuncularını oturtması gerekiyor, takımı yap-boz tahtasına çevirdi). Anlam veremediğim bir şekilde defansif oyunda ilerideki bu düzen bozulmazken, Beşiktaş atağa kalktığında Tello orta sahanın içine, orta sahada göbekte oynayan Uğur ise forvetin arasına Nihat'ın yanına girerek zamanında Mustafa Denizli'nin Ali Güneş'ten yarattığı joker olmaya çalışıyordu. Ama Uğur bu oyunuyla ilk yarıda sahanın en kötüsü oluyordu. Birde forvette top tutan Nobre'nin de Denizli'nin yanından maçı izlemesi, Beşiktaş'ın ilk yarı boyunca sadece iki silik tehlikemsi atağıyla sonuçlandı. İlk yarıda göze en çok batan, en pozitif oyun oynayan ise Gençlerbirliği'nden Tozo'ydu.


İkinci yarıya Denizli iki değişiklikle başladı, soyunma odasında Fink ve Erhan'ı bırakırken, sahaya Nobre ve Rıdvan'ı sürdü. Bu değişikliklerle Denizli orta sahadaki üç defansif özellikli oyuncuyu ikiye indirdi (Fink-Nobre değişikliği), Nobre'yi forvetin ortasına çekerken, Nihat'ı biraz arkaya aldı, ama Nihat yapısı itibariyle hep forvet oynamaya yatıkın olduğu için devreyi 4-2-4 gibi oynadı Beşiktaş. Tabi 4kişilik Gençlerbirliği orta sahasına karşı sadece Ernst ve Uğur'a bırakmak çok büyük bir riskti, ama yine her zamanki gibi Denizli şansıyla maçı gol yemeden ve hiç gol pozisyonuna girmeden maçı bitirdiler. Bunda en büyük etkenler Beşiktaş'ın sağ kanadına iki stajer oyuncu alınması (resmen Ekrem'i arar oldular) ve sağ kanadın hiç ama hiç işlememesi, maçı anlatan spikerin 60'ta 'Uğur'la çıkıyor Beşiktaş' demesine rağmen Besiktaş'ın Uğur'la hiç çıkamaması ve hiçbir organizyon yapmadan sadece forvette sayıyı arttırarak gol aramasıydı (halbuki kanatlar ve orta saha forveti destekleyemeyince forvet bolluğu sadece gözlerimizi yordu).


Beşiktaş'ın sağ kanadına alınan oyuncular henüz yolun çok başındalar, gözüken o ki onlar pişinceye kadar daha baya bir zaman geçecek (şanslarına bu maçta Orhan-Burhan ikilisi ters kanattaydı, yoksa unutamayacakları bir tecrübe edinebilirlerdi). Bu yüzden buraya mutlaka daha tecrübeli bir oyuncu transferi yapılmalıydı, yönetim burda transferde hata yaptı. Ayrıca sıkışan oyunda 60'tan sonra Denizli bir değişiklik yapıp maçın gidişatını çevireyim dese kulübede İsmail, Erkan, Necip ve Serdar vardı, yani maçı çevirebilecek hiçbir oyuncu yoktu. Yönetim bunada dikkat edip, kulübeyi en az 1-2takviye daha yapmalıydı. Bunun dışında tüm Beşiktaş'lılar Nihat gol atmadan rahatlayamacak gibi, adam gol atmak için yırtınıyor, gerekli gereksiz her yerden şut atıyor, kendini resmen birilerine kanıtlamaya çalışıyor. Ama benim anlamadığım kendini kime kanıtlamaya çalışıyor, Ömer Üründül'e mi? Adamın İspanya'da yaptıkları yapacaklarının referansı ama, Nihat nedense kendini ispatlamaya çalışırken, sanki kendi kendinini baskı altına alıp gerçek oyununu da sergileyemiyor, gole çevirmesi gereken çok kolay pozisyonları amatörce harcayıp duruyor.



Maçta en çok akılda kalanlar ise Beşiktaş seyircisinin her iki yarısında da takımı ateşlemek için yaptığı 'kartal gol gol gol' tezahüratı ve kaleci Serdar'ın sürekli 'çıkkk!!!çıkkk!!!' diye bağırmasıydı. Ayrıca yayıncı kuruluştan 3 dakikalık özet görüntü için bilmem kaç bin dolar veren kanallara üzüldüm, para verip almaya değecek en ufak bir pozisyon yoktu.



NOT: Genç hoca Denizli'nin son maçtaki Tommy ayakkabılarından sonra, bu maçtada Converse tarzı Nike'ları gözümüzden kaçmadı, biraz daha Beşiktaş'a zaman ayırsa daha iyi olacak gibi. Halk takımı Beşiktaş taraftarı, pek sevmez böyle şekilcileri, benden uyarması.

Hiç yorum yok: