2 Ağustos 2009 Pazar

Fenerbahçe 2 - 0 Beşiktaş

İlk 25 dakika itibarı ile sezon öncesi oynanan maçların sıkıcı yapısından çok uzak, tempolu ve keyifli bi mücadele izledik. Mustafa Denizli, Zico dönemini hatırlatan, teknik ayakları nedeniyle sahaya daha geniş yayılan Fenerbahçe'nin hazırlık paslarına erken basarak gafil avlamak istedi. Zira bu dönemde Beşiktaş sol uçta Bobo, sağ uçta Yusuf ve ortada Tello gibi garipliklere rağmen etkili oldu..25' den itibaren beklerin biraz daha içe girmesi ve Emre'nin savunmadan top almak için geriye yaslanmasıyla oyun, herhangi bi taraf tarafından domine edilmeden ortada geçti...

Fenerbahçe sadece taktik olarak değil felsefe olarakta Daum'un pres hamlesine karşı yaptığı değişiklikler sonrası sanki refleks olarak geçen seneki futbolu oynamaya başladı ilk gole kadar. Cristian oynadığı bölge itibarı ile uyum sürecinin daha uzun olacağı aşikar, bu yüzden çok acımasız olmamak gerekli. Ama pas arası yapmadığını, fiziksel kontağa pek girmediğini  fakat alanını iyi kapattığını söyleyebilirim. İlk izlenim olarak Aurelio ışığı göstermedi. Böyle olunca oyunu kurması gereken Emre Belözoğlu etkili olamadı. Öbür taraftan Dos Santos'un her hareketi kalite kokuyor. 

Beşiktaş ise her şeyden önce kondisyon olarak Fenerbahçe'nin gerisinde bi görüntü verdi. Gerçi son 15 dakikada gözlemlenen bu olayda mağlubiyetin etkisi muhakak vardır ama ortada bi yorgunluk olmasa o kendini bırakma durumu da olmaz zaten. Geçen seneki oyundan farklı olarak Denizli, kadroya hücum yapabilen beklerinde eklenmesiyle hücum ve kanat organizasyonlarında bir zamanlar Galatasaray'ın yaptığı kücük üçgenler denemeye başlamış. Hoşuma gitti açıkcası... yenilerden Köybaşı iyiydi. Daum, ona karşı özellikle iri Kazım'ı ve lige formdan giren Gökhan Gönül'e rağmen Ferrari'den de aldığı destekle oldukça iyi direndi. Yaptığı hata çok önemli değil. Bir diğer yeni Fink'i rakibin Cristian'ından daha fazla beğenmeme rağmen Cisse'yi kendisine tercih ederdim. Yine de Fink ile Ernst'in önünde gerçekleşme ihtimali çok uzak olamayan Deco veya benzeri bi oyuncu ile İlerde Nihat, Holosko ve Bobo üçlüsüyle izlemek lazım Beşiktaşı

Özellikle ilk 25 dakikalı kefiyli ve heyacanlı bi oyun izledik. Hakem ne kadar kötüyse Guiza'nın attırdığı 2. golde o kadar güzeldi. Fenerbahçe tarafında geçen seneki sevgisizlik ortamını yok etmek için kullanılan garip yöntemler de dikkatlerden kaçmadı. Oyundan çıkan Emre Belözoğlu'na herkesin zorla sarılması, Hollywood yapımlarındaki bunalımlı ergenlerine saçma sapan yerlerde " i love you"diyen garip ebeveyn sahnelerini hatırlattı bana. 

Uzatma dakikalarında Geciktirici Sprey reklamı kullanılması ve yorumcu tercihlerinde Bülent Korkmaz ve Ersun Yanal tercihleri hoştu..

1 yorum:

memduh95 dedi ki...

Mühim olan kupa değil yenip çeneleri mümkün olduğunca kapatmak da, kupa estetikmiş yine de.