10 sene önce başladı Hidayet'in NBA macerası. Kings'le beraber bize unutulmaz Lakers serisini izleme zevkini tattırdı; bir Türk'ün NBA'de, hatta en üst düzey maçlarda önemli roller üstlenebileceğini kanıtladı. 10 yıl sonra ise değişen Hidayet'in bize bir Türk'ün NBA'de en üst düzey maçlarda takımının liderlik vasfını üstlenebileceğini hatta takımına zaferler yaşatabileceğini kanıtlaması oldu.
Boston serisinde Boston'ın Cleveland'ın rakibi olacağını yazıp söylediler, son maçta Orlando'ya hiç şans vermediler. Fakat o maçta yıldızlaşan oyuncumuz, bu seride kendilerini aşan şutör arkadaşlarına hem attırdı hem de kendisi attı ve Boston'ı geçtiler. 17 şampiyonlukla NBA tarihinin en başarılı takımı olan Boston Celtics son periyodda farkı Marbury'nin 3'lükleri ile kapatıp seyircileri gaza getirirken hemen akabinde gelen Hidayet'in 3'lükleri TD Banknorth Garden'da 10binleri susturdu hatta büyük bir hayal kırıklığı ile salondan erken ayrılmalarına neden oldu. Evet bunu yapan, bunu sağlayan bir Türk'tü.
Konferans finalinde Hido'nun; Sacramento'dayken takım arkadaşı olan Vlade Divac'ın deyimiyle "Koca Kafa"nın rakibi, o ana kadar bütün maçları güle oynaya kazanan, dinlenmiş olan, insan değil denilen bir oyuncuya sahip olan Cleveland oldu. Büyük çoğunluk Cleveland ezip geçer, seri 4-0 biter dedi. King James, yok artık Lebron James naraları atıldı. Bu naralar eşliğinde ve Quicken Loans Arena'da 20562 kişilik çılgın Cleveland seyircisi önünde Hidayet önderliğindeki Orlando Magic zor da olsa ilk maçı aldı. Hidayet bir kez daha takdirlerimizi kazandı.
2. maçta herkes Cleveland dersini aldı bu maç coşacak fark yapacak Orlando'yu kazıyacak dedi. Nitekim bir ara işler öyle gidiyordu. Fakat bence Cleveland'dan takım oyunu olarak 1 gömlek üstte olan Orlando 23 sayılık farkı eritti ve Lebron ve arkadaşlarını panik anlarına sevketti. Cleveland'da herkes "kral bizi kurtar elini ayağını öpeyim" hallerinde her topu Lebron'a vermeye başladı. Lebron'un son periyodun sonlarında yüzündeki acı ve çaresizlik ifadesi bunu ispatlar nitelikteydi.
Maçın son anlarıydı, Hido'nun 3'lüğüyle gelen eşitlik ve son 7 saniyede Hido'nun takımının kaderini ellerinde bulundurması; işte bu an bile bence Hido'nun, bir Türk sporcusunun NBA'de böylesine bir maçta neler başarabileceğinin bir örneğiydi. Hido son topla oynamayı hakeden bir oyuncu olduğunu, 1 saniye kala 3 kişinin arasından kullandığı çok zor ve başarılı bir atışla kanıtladı. Eminim o an TV başındaki 10binlerce Türk ve milyonlarca basketbol sever Hido'yu ayakta alkışladı.
Maç bitti derken son saniye de Lebron'un Hido'nun üstünden attığı, ve bu sefer gerçekten "Yok artık Lebron" dedirten 3'lük o ana kadar yıkılmış olan salondaki basketbol severler ve takım olmayı unutan diğer Cleveland'lı oyuncuların paçasını kurtardı.
"Bana 3lük atmak için çok uzun bir süre bıraktılar" diyen mütevazı insanımız Lebron'un bu geceki maçta kendisinden çok takımını motive etmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Her ne olursa olsun Hidayet bundan sonra çok kötü bir performans ortaya koysa bile son maçta spikerin "Michael Jordan of Turkey" demesi bile benim için yeterli ve gurur verici bir olay.
Tebrikler Hidayet, yok artık Rashard Lewis :)
Saygılar..