31 Mayıs 2009 Pazar

Şampiyon


Lucescu bu takımı terk etti edeli sahada ne oynamak, ne yapmak daha doğru ifade etmek gerekirse  sahada ne oynayarak kazanmak istediği hakkında sabit bi fikir sahibi olamadım. Takımda iyi kötü belli bi karakter yaratmak için yeteri kadar vakti olan "adam gibi adam" gittiğinde kendisini "teknik direktör gibi teknik direktör", "taktisyen gibi taktisyen", "lider gibi lider"  gibi güzide kalıpların içini dolduramadığını konusunda eleştirmiştim. 

Belki problem bendedir ama Beşiktaş'a baktığımda yine sahada net bi görüntü göremiyorum. Adam gibi adam döneminden tek fark, bu takımın artık bi lideri var. Ve o lider oyuncularını şampiyonluk ve kupayı kazanacaklarına inandırmış, motive etmiş. Ki bunun, 2 büyük tezinin yayılmaya başladığı bi dönemde başarılması Beşiktaş'ın geleceği açısından önemli bi hadisedir.

Mustafa Denizli'nin  sevdiğim teknik direktörler içinde olduğunu söyleyemem. Galatasaray döneminde oynattığı futbolu idrak edebilecek yaşta olmadığımdan o dönemini ve İran deneyimini ayrı tutuyorum ama onun dışındaki dönemlerinde yönettiği takımlarda "Mustafa Denizli Takımı" imzasını göremedik.

Tabii bugüne kadar böyle olması bundan sonra da bunun böyle devam edeceği anlamına gelmez. Özellikle Denizli gibi değişimleri seven bi adamın, futbol gündemimizden uzak olduğu süre içerisinde kendi futbol anlayışına kattıklarını önümüzdeki sene içinde görücez.

Hiç yorum yok: