15 Mayıs 2009 Cuma

The Empire Strikes Back


Aziz Yıldırım " bırak artık başkan " teklifine teşekkür edip, kutusuna gitme kararı aldı. Şurası bi gerçek ki, kendimizi objektif bakmak zorunda hissediyorsak eğer, eksileri artılardan çıkardığımızda nasıl Bülent Uygun'u başarılı bi teknik adam olarak kabul etme zorunluluğumuz varsa, Aziz Yıldırımı da başarılı yönetici olarak değerlendirmek çok şüpriz olarak nitelendirilebilecek bi şey değil.

Şimdi şu güzel ortamda "tesisleşme" diye lafa girmeden sadece son sezonu değerlendirelim. Yeni sezon başında Zico'yla anlaşılamamasının sebebi para değil, egoydu. Aurelio'nun elden kaçması yine para problemi değil ego problemi idi. Ve Emre Belözoğlu'nun son 3 yılda ortaya koyduğu futbol, istikrar ve verim ortadayken ona Alex kadar ücret teklif edilmesinin sebebi yine ego'ydu. Kötü haber, Aziz Yıldırım egosunun bi problem olduğunu asla kabul etmeyecek, iyi haber ise bu seneki fiyasko o egonun törpülenmesine yardımcı oldu.

Yalnız şu son senede statta çıkan olaylara olan reaksiyonu, parasını verip maçını biletinin olduğu yerde rahat rahat izlemek isteyen insanların haklarını gasp edenlerin karşısında durması da vizyon sahibi olduğunun önemli bi göstergesi.

Tabii bugün yönetimin karşısına aldığı grubu, zamanında haber yollatıp Haluk Ulusoy şahsında fedarasyona salanların, para verip "başkan bizi bırakma" yürüyüşleri yaptıranların, soğuk savaş döneminde  Afganistan'da direniş için Rusya'ya karşı El Kaide'yi kuranların ve destek verenlerin, oraya John Rambo'yu gönderenlerin bugün kim olduğunu biliyoruz.


Eğer Aziz Yıldırım bugün başkanlığını açıklamak yerine, bırakacağını açıklasaydı, çok değil 3-5 yıl içinde eskisinden çok daha güçlü dönebilirdi. Ama bugün özellikle taraftar seviyesinde kendisini seven kadar, tepki gösteren,  "yolda karşılaşsam ne konuşcam, anca meraba meraba" diyen insan sayısı çok fazla, ve sanırım kendisi de bunun farkında ve bunun son şansı olduğunu biliyor. 

Hiç yorum yok: