12 Mayıs 2009 Salı

Ustalara Saygı Kuşağı



Hami; sempati duyduğum yerli efsaneler içinde Rıdvan’ın hemen arkasındadır. Penaltısında kaleci olsam tek küfür etmezdim içimden, o derece.

Hiç unutmam sene 91, Avni Aker'in deniz tarafındayız, hakem Mutlu Çelik, topun başında Hami, barajda metin-ali-feyaz-güher-süher pekinel var diye bir şeyler karalamak isterdim ama bir yerde açık verir de sobelenirim diye gerçekleri yazacağım. Biz ki Uğur Dündar'ların, Halil Bezmen'lerin, Kadir Çelik'lerin çocuklarıyız.

Hami’nin sakata getiren şutları herkesin malumu da ben şanssızlığına getireyim konuyu. Sen git hız rekoru kıran şutunu San Marino ağlarına at. Olacak iş değil. İngiltere'ye 8-1 yenilseydik de Hami o maçta kırsaydı rekorunu bugün kaleci Shilton hala psikolojik tedavi görüyor olurdu. Kronoloji bilimi bile Hami'nin karşısındaymış. Adam sahada bile yok o maçta. Schalke’de geçirdiği şanssız dönemdeyse  “1 yılda tek kelime öğrenmedim” dediği Almanca’sının etkisi var mıdır, bilinmez.

Şuraya gelelim. Koeman bir bağlaca "ip", 11 ayın sultanına "türkanş" diyebilir miydi? Gary Lineker aktif futbol yaşamında hiç kare bulmaca çözmüş müdür? Bir Mattheaus anaların çocuklarına ninni diye söyler olduğu böylesine bir efsaneye konu olabilmiş midir? Bu adamlar anca Amsterdam/Londra/Münih sokaklarında yürürken muz kabuğu görüp "aha yine düşücez" diyip literatüre girebilirler.

Küçükken topa abanırken Hami'den çok Koeman olup Türk futbolunun gelişmesini sekteye uğratanlar dönüp aynaya bakmalı ve saçlarını düzeltmelidirler. Ortadan ayırmanın modası geçti.

Bir benzerine rastlayabileceğimizi düşünmediğim bu saf üstada Ümit Milli Takım antrenörlüğünde başarılar dileyin.

Hiç yorum yok: