20 Haziran 2009 Cumartesi

Galatasaray'daki Kondisyon ve Sakatlık Sorunsalı


Frank Rijkaard'ın gelişi ile birlikte tüm Galatasaraylı'ları heyacanlandıran 3 temel konu vardı...

1) Oynanacak futbol ve güncellenecek futbol felsefesi.

2) Zaten işleyen altyapı'dan uzun vadede daha iyi verim almak. (Buna örnek olarak Oğuz Şabankay ve Cafercan gibi altyapıda yıldız potansiyeli olup, beklenen gelişmeyi henüz gösterememiş, bana kalırsa gelecekleri iyi planlanmamış gençlerden beklenen sıçramayı yapabilmelerini düşünülebilir.)

3) Antreman programlarının revize edilip, minimum sakatlıkla 60 değil 90 dakika aynı futbolu oynatabilen kondisyon hali.

Euro 2008 'in getirdiği yükü Galatasaray ve Fenerbahçe'nin aşamaması, bunun dışında Nihat ve Hamit ve Tuncay'ın da bu sene uzun süreli sakatlıkları, diğer tarafta Euro 2008'de bizim gibi belli yere gelen takımlardaki üstdüzey topçuların normal sezonda da bıraktıkları yerden devam etmesi bir süredir bende; " ya yanlış yöntemlerden ötürü bu yorgunluğun üstesinden gelinemiyor ya da yüzyıllardır at üstünden ordan oraya göçen, gelin iki top atalım olm denildiğinde sırf üşengeçlikten gidip cirit oyununu icat eden dedelerimizden gelen kalıtsal bi durum söz konusu " kanısı oluşturmuştu..Konunun ehli olmadığımdan ve kendi çapımda yaptığım araştırmalardan da bi sonuç çıkmayınca öyle kalmıştı bu konu..

Galatasaray'ın yeni kondisyoneri olan Albert Roca Pujol, genetik faktörün gerçekten de bu işlerde oldukça önemli olduğunu belirtmiş..Tabii bu açıklamasındaki alt metnini de " Genetik faktör önemlidir ve her yiğide yoğurdu farklı yedirmek gerekir" olarak algılamak gerekli.. En azından ben algılayınca öyle oluyor.

" Zafere giden yol, bu çile kutsal.." O. Sınav 

Hiç yorum yok: